Kendimi bildim bileli sanatla ya da sağlıkla uğraşmak istediğimden emindim. Ne mutlu ki sağlığın içinde sanata devam edebilme şansını fizyoterapist olmakla buldum. Erken yaşlarda sanata ilgim resim ile başladı. Yıllar geçtikçe bu eski dostun yanına müzik de katıldı. Lise yıllarımda, çok iyi müzisyen arkadaşlar edinme ve onların sayesinde konserlerde solistlik yapma şansım oldu. Lisedeki son yıllarımda ise matematik öğretmenim sayesinde içimdeki dansçı gün yüzüne çıktı.
Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki ilk yıllarım halk oyunları ve gösterileriyle geçtikten sonra tangoyla tanıştım. Tango öyle bir tutkuydu ki o yıllarda Türkiye Şampiyonaları’na katılan lisanslı bir dansçı yapmış oldu beni. İlgi alanım zamanla beni daha çok aktif sporun içine çekti ve salon sporlarının yanı sıra kitesurf son yıllarda en çok ilgilendiğim alan oldu.
